6 soruda 6 Şubat depremi
6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17’de Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremin ardından saat 13.24’te 7,6 büyüklüğünde ikinci deprem meydana geldi.
Bu depremlerin üzerinden bir yıl geçti. 11 ilde milyonlarca insanı etkileyen deprem, on binlerce kişinin ölümüne neden oldu.
BBC Türkçe, 6 Şubat depremlerini ve sonuçlarını 6 soruda inceledi.
Kaç kişi öldü, kaç kişi yaralandı, sağlık hizmetlerinde durum ne?
Merkez üssü Kahramanmaraş’ın dışında HatayOsmaniye, Adıyaman,Diyarbakır, Şanlıurfa,Gaziantep, Kilis,Adana,Malatya ve Elazığ’da meydana gelen depremde resmi verilere göre 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi de yaralandı.
BBC TürkçeSağlık Bakanlığından alınan verilere göre 51 bin 665 depremzede hasta ve yaralı başka bölgelere sevk edildi.
Deprem bölgesindeki sağlık tesislerinde 113 bin 759 işçi çalışırken; Depremde 15 bin 883 UMKE ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanı, 21 bin 204 doktor, 62 bin 590 sağlık çalışanı ve 38 bin 513 takviye işçisi olmak üzere ülke genelinden toplam 138 bin 190 çalışanın görevlendirildiğini duyurdu. alan.
BBC Türkçe‘a konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Vedat Bulut, ölü sayısının şüpheli olduğunu ve deprem bölgesindeki sağlık sorunlarının ilden ile farklılık göstermeye devam ettiğini söyledi.
Osmaniye’de içme suyu sorununun bulunmadığını ancak örneğin Malatya’da bu sorunun çözülemediğini belirten Bulut, güvenli gıdaya erişimin ve gıda ürünlerinde sağlık denetimlerinin bölgede hâlâ önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Bulut, gıda ve içme suyu sorununun ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiği görüşünü paylaşıyor.
Bulut, bölge halkının yanı sıra sağlık çalışanlarının da barınma sıkıntısının devam ettiğini söylüyor.
Deprem Bölgeden başta Antalya, Mersin, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere birçok kente kitlesel bir göç yaşandığını hatırlatan Bulut, aile sağlığı merkezlerinin (ASM) hem deprem bölgesinde hem de bu kentlerde yeterince yapılandırılamayacağını söyledi. Göç oluyor ve insanlar aile hekimlerine ulaşmakta ciddi zorluklar yaşıyor. devletler.
Açıklanan ölü sayısı verilerine şüpheyle yaklaşan Bulut, şunları söylüyor:
“Depremin ikinci gününde Kahramanmaraş’ta 11 bin cenaze bulunurken, resmi rakamlar 6 bin cenazeyi gösteriyordu. Ölü sayısı neredeyse iki kat daha yüksek olabilir. “Bunun asıl verisi 2024 nüfus sayılarında, aşırı ölümler olarak adlandırılan açıklanamayan ölüm istatistiklerinde ortaya çıkacak.”
Kaç bina yıkıldı, orta hasarlı binalar ne olacak?
Cumhurbaşkanlığı raporuna göre depremden etkilenen 11 ilde toplam 2 milyon 618 bin 697 bina bulunuyor.
Raporda, 6 Mart 2023 itibarıyla 1 milyon 712 bin 182 binada gerçekleştirilen hasar tespit çalışmaları sonucunda 35 bin 355 binanın yıkıldığı, 17 bin 491 binanın acilen yıkılması gerektiği, 179 binanın ise acilen yıkılması gerektiği belirtildi. bin 786 bina ağır, 40 bin 228 bina orta, 431 bin 421 bina ise yıkıldı. Hafif hasarlı olduğu belirtildi.
Yıkılan veya ağır hasar gören yapılar arasında konut olarak kullanılanların yanı sıra tarihi ve kültürel yapılar, okullar, idari binalar, hastaneler ve oteller de yer alıyor.
Ağır hasarlı binaların yıkımının yanı sıra bölgede inşaat çalışmaları da sürüyor.
Ancak orta hasarlı binalarla ilgili süreç devam ediyor.
BBC TürkçeŞehir Plancıları Odası Hatay İl Temsilcisi ve Hatay Akademik Meslek Odaları Sözcüsü Serkan Koç’a göre, orta hasarlı bu binalarda hâlâ yaşayan insanlar var.
Koç, mevzuata göre afet sonrası orta hasarlı olduğu tespit edilen binaların en geç bir yıl içinde güçlendirme işlemine tabi tutulması gerektiğini, güçlendirilmediği takdirde ağır hasarlı bina statüsüne geçeceklerini söylüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın orta hasarlı bina sahiplerine 29 Aralık’a kadar süre verdiğini belirten Koç, binaların güçlendirme ruhsatlarının da 4 Nisan’a kadar alınması gerektiğini belirtiyor.
Ancak orta hasarlı binaların güçlendirme ruhsatı alabilmesi için imar mevzuatına uygun olması gerekiyor. Koç, kırsal kesimde orta hasarlı pek çok binanın ruhsatlı bina olmaması nedeniyle ruhsatlandırılmasının ciddi sorun oluşturduğuna dikkat çekiyor:
“Orta hasarlı bu binaların ruhsatlandırılması da farklı uzmanlık gerektiriyor. Gerekli mühendislerimizin olup olmaması önemli bir konudur. Evet var ama yerel olarak mevcut değil. Her yeni mezun, güçlendirme çalışması yapma yetkisine sahiptir. Ancak bunun için de bir uygulama var. Projelendirmeden ziyade uygulama aşamasında profesyonel ekiplere ihtiyaç duyulmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde bu kadar profesyonel yok.
“Kırsal bölgelerde orta hasarlı pek çok binanın ruhsatsız olduğunu ve ruhsat verilemediğini de biliyoruz. Vatandaş yerel yönetimle karşı karşıya kaldı. “Devlet, ruhsat verilmeyeceğini bildiği için bu yapıları orta hasarlı olarak değerlendirdi ve vatandaşlar yerel yönetimle karşı karşıya kaldı.”
Resmi prosedüre göre bu yapılara 4 Nisan’a kadar ruhsat alınamaması halinde yıkılacak.
Orta hasarlı binaların bir kısmının kaçak yapı olduğunu vurgulayan Koç, bu binaların güçlendirilmesine izin verilmesiyle bir nevi ruhsatlandırmanın da önünün açılacağını söylüyor.
Ancak Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı’nın kendileriyle yaptığı toplantıda bu konuda bir karar vermeyeceklerini açıkladığını bildirdi.
Kaç çadır ve konteyner kuruldu?
İçişleri Bakanlığı Nisan 2023’te yaptığı açıklamada 345 noktada çadır kent, 305 noktada ise konteyner kent kurulduğunu belirtmişti.
Bu çadırlarda barınan kişi sayısının 2 milyon 626 bin 212 olduğu belirtildi. Açıklamada, konteynerde barınan kişi sayısının 78 bin 718 olduğu kaydedildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3 Şubat 2024’te şunları söyledi: ” Deprem“Bölgeye 1 milyon çadır gönderildi, 215 binin üzerinde konteyner kuruldu, 349 bin haneye kira yardımı yapıldı, taşınma ve destek ödemeleri yapıldı” dedi.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi verilerine göre depremden etkilenen illerde kayıtlı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı 14 milyon 13 bin 196 olup bu oran Türkiye nüfusunun yüzde 16,43’üne tekabül ediyor.
Üniversitenin raporuna göre depremin ardından 21. günde bölgeden tahliye edilenlerin sayısı 528 bine ulaştı. 1 Mart’ta bu sayı 811 bini aştı. Raporda, depremin ilk haftasında 2,2 milyon kişinin bölgeyi terk ettiği, bu sayının 1 Mart’ta 3,3 milyona güncellendiği belirtildi.
İmar affı kapsamında affedilen yapılardan kaçı yıkıldı?
6 Şubat depreminde yıkılan binalardan ne kadarının hukuki statü kazandığına dair herhangi bir veri açıklanmadı.
BBC TürkçeKonuyla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ulaşılamadı.
Hatay Akademik Meslek Odaları Sözcüsü Serkan Koç, defalarca talep etmelerine rağmen bu konudaki verilerin kendileriyle paylaşılmadığını söylüyor.
İmar affı getirildiğinde Hatay’da 30 bine yakın binanın başvurduğunu ve 200 bine yakın bağımsız bölümün bu aftan yararlandığını belirten Koç’a göre, imar affı ve depremde yıkılan binalarla ilgili tartışma, ” Kanundaki sorumluluk bina sahibine aittir.
Koç, “Devletin kendi sorumluluğunu vatandaşa yükleme çabası içinde olduğunu” belirterek şöyle devam ediyor:
“Üç katlı bir bina yapıldı. Vatandaşlar izin almadan ve mühendislik hizmeti almadan iki kat yukarı çıkıyor. Ve bina daha sonra affedilir. Depremde de çöküyor. Sorumlu kim? Bunu kontrol etmeyen mi, buna izin veren mi, imar barışından faydalanan mı, bunu yapan mı? “Kimin sorumluluğu başlıyor, nerede bitiyor?”
Yargı süreci ne olacak?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 4 Şubat Pazar günü Kanal 7’ye yaptığı açıklamada, depremle ilgili şu ana kadar 2825 kişi hakkında yasal işlem başlatıldığını, 350 civarında tutuklunun bulunduğunu söyledi.
Tunç, haklarında cezai soruşturma başlatılan kişiler arasında müteahhitler, bina yöneticileri, bina sahipleri ve daha sonra binalarda hukuka aykırı değişiklik yapan kişilerin bulunduğunu belirtti.
BBC TürkçeTürkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri Veli Küçük, soruşturmaların büyük kısmının devam ettiğini ancak kovuşturmaya yer olmadığı yönünde kararlar alındığını söyledi.
“Müteahhitlerin ve işyerlerinin resmi makamlara dokunmadan sütun kesmesinden geçen bir süreç var” diyen Küçük, kamu görevlileri ve belediyeler dahil olmak üzere bir cezasızlık durumu olduğunu, toplumda da böyle bir algının bulunduğunu sözlerine ekledi. :
“Sorumlular yargılanıyor mu? Ne yazık ki yargılanmıyor. Adıyaman’daki Isias Otel’i takip ettik. Geçmişte bu yapılara izin verenlerin, orada olanlar da dahil, mevzuata uygun inşa etmeyenlerin, imar aflarıyla bu sorunlu yapıların önünü açan uygulamalara imza atanların hiçbirinin, sorumlu tutulmaz.
“Bir binayı inşa eden, projesini çizen ve inşaatını gerçekleştiren müteahhit tek başına sorumlu olamaz. İzin veren, görmezden gelen, sağlıklı ve doğru üretime uymayan kamu görevlilerine de ciddi sorumluluklar düşüyor. Bunlar da hayata geçmiyor.”
Kültürel miras ne kadar etkilendi, kültürel yaşam nasıl şekillendi?
Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan rapora göre, depremden önce bölgede yaklaşık 8 bin 500 kültür varlığı bulunuyordu.
25 Şubat 2023 tarihi itibarıyla incelemesi tamamlanan 2.863 binanın 169’unun depremde yıkıldığı, 535’inin ağır, 390’ının orta, 721’inin ise hafif hasarlı olduğu belirlendi.
Hatay, Elbistan, Adıyaman ve Malatya müzelerinde kısmi hasar meydana geldi. Adıyaman Müzesi’nde küçük hasar tespit edildi. Müzelerdeki toplam 90 eser zarar gördü. Antik kentte ve kalıntılarda önemli bir hasar meydana gelmedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı sorumluluğundaki kültürel miras ve müzelere verilen zararın yaklaşık 1 milyar TL olduğu iddia ediliyor. BBC Türkçe’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan edindiği bilgiye göre, kültürel kalıntıların ayrıştırılması sürüyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Kültür Politikası Çalışmaları Dairesi Başkanlığı, “Afet zamanlarında kültür sanat yoluyla dönüşüm” konusuna vurgu yaptığı “Yerel Kültür Ekosistemi” başlıklı rapor yayınladı.
Depremden etkilenen illerdeki bazı kültür ve sanat mekanlarının deprem sonrası sosyal yardımda nasıl bir rol oynadığına değinildi.
BBC TürkçeİKSV’ye konuşan Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Hasret Ece, kültürel mirasın ve kültürel yaşamın afet dönemlerinde, öncesinde ve sonrasında korunmasının, bugün ve gelecekle olan kozmik bağı temsil etmeye devam etmesi açısından çok değerli olduğunu söylüyor.
Söz konusu raporun saha araştırması sırasında ziyaret ettikleri depremlerden etkilenen kentlerde, bu tür büyük afetlerde kültürel ekosistemin nasıl kritik hizmetler sağlayabildiğine tanık olduklarını belirten Ece, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Kültürel mekânların barınma, beslenme ve sağlık hizmetleri merkezlerine dönüştürülmesi, afet planlamalarında kültür alanında beşeri sermayenin hızla devreye girmesi, sanatkarların da elleriyle yardım seferberliğine dahil edilmesi ilk akla gelenler arasında yer alıyor. irtibat kuvvetleri. Kültürel etkinlikler insanların bir arada olabileceği ortak alanlar yaratır. “Sıradan zamanlarda kültürel faaliyetler için oluşturulan toplulukların, deprem gibi olağanüstü durumlarda nasıl ortak noktalar oluşturduğunu bu acı deneyimle bir kez daha görmüş olduk.”
Hatay Akademi Senfoni Orkestrası, Türkiye’nin dört bir yanından gelen müzisyenlerle bölgedeki kültürel yaşamı canlandırmak amacıyla müzik faaliyetlerine devam ediyor.
Bu isimlerden biri de müzisyen Ayşegül Uçar.
Şef Ali Uğur yönetimindeki depremde orkestranın 4 üyesinin hayatını kaybettiğini belirten Uçar, “Hayatta kalan arkadaşlarımızın çoğu saatler sonra enkaz altından çıkarıldı, sevdiklerini kaybetti, evleri yıkıldı, enstrümanları yıkıldı. enkaz altında kaldılar ve şehirleri tamamen yıkıldı.”
Kendilerini sanatın iyileştirici gücüne inanan insanlar olarak tanımlayan Uçar, şöyle devam ediyor:
“Biz bu ülkenin çocukları olarak tarih sahnesinde üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız. Hatay’ın tarihi boyunca yaşadığı bu yıkım ve felaketin sekizincisi bu kez başımıza geldi. Artık yeniden yaratmak bizim elimizde. Acı sonucunda ortaya çıkacak ifadeyi üretmeye ve yaratmaya yönlendirmek istiyoruz. Depremden sonra sahneye çıktığımız andan, depremin ilk yılında bugün bir araya gelerek bütün kaybettiklerimizi anmaya kadar yaptığımız şey, acıyı dile getirmek, anıları yaşatmak ve tarihe not düşmek. Bunları yaparken aynı zamanda yeni bir hayata giden yolda umut da doğuruyoruz.