Haber

Bakan Kacır, Kocaeli’de düzenlenen 35. Sağlık Zirvesi’nde konuştu. İfade

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanında daha ileri seviyelere ulaşması için gerekli adımları atıyor ve bu alanda uluslararası rekabet gücümüzü artırmak için çaba harcıyoruz” dedi. alan.” söz konusu.

Bilişim Vadisi’nde gerçekleştirilen TÜSAP Vizyon Toplantıları’nın 35. Sağlık Zirvesi’nde konuşan Bakan Kacır, ülkedeki sağlık sistemini ileriye taşımak için sektör paydaşlarını bir araya getiren Türkiye Sağlık Platformu’nun, sağlık sisteminin geliştirilmesinde öncü rol üstlendiğini söyledi. Yenilikçi politika ve stratejiler geliştirerek yerli tıbbi ve ilaç endüstrisi.

Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son 22 yılda birçok alanda büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Güçlü sanayi altyapımız, şirketlerimizin üretim esnekliği, nitelikli insan kaynağımız ile önemli başarılara imza attık. ve inovasyonu teşvik eden Ar-Ge ekosistemimizle artık Türkiye’yi bir “üst lige çıkarmanın, dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına sokmanın zamanı geldi.” Ticaret ve teknoloji savaşlarının yaşandığı günümüz dünyasının kazananları yenilikçi ve rekabetçi ürünler üreten ülkeler olacaktır.” ifadesini kullandı.

Kacır, tüm dünyanın söylediği gibi Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayii ürünlerinin dünyada savaş paradigmasını ve jeopolitik istikrarı değiştiren unsurlar haline geldiğine dikkat çekerek, savunma sanayinde elde edilen başarıyı artık sivile de aktardıklarını ifade etti. alanlar.

Kacır, bunlardan ilkinin teknolojik yeniliklerin yükselişini ve paylaşım ekonomisini fırsata dönüştürmek amacıyla başlatılan Togg projesi olduğunu söyledi.

Mobilite sektörünün dönüşümüne öncülük eden Togg’un geçen yıl kendi segmentinde en çok tercih edilen otomobil olarak kendilerini gururlandırdığını belirten Kacır, “Benzer adımları sağlık sektöründe de atmak istiyoruz. 90’lı yıllarda başladı ve 13 yıllık sürede 2,7 milyar dolarlık bütçeyle gerçekleştirildi.” İnsan genom haritası projesinin ardından artık herhangi birimizin gen haritasını 600 dolar maliyetle ve bir günden daha kısa sürede üretme olanağına sahibiz. Kuşkusuz bu dönüşüm sağlıkta yenilikçi teknolojilere ve kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarına kapı açmaktadır. Bu dönüşümü fırsata dönüştürmek için sağlık sektöründeki küresel trendleri ve geleceği dikkate almamız gerekiyor. “İhtiyaçlarımızı doğru bir şekilde belirlememiz hayati önem taşıyor. Artık yaşam beklentisi uzayan insanlara sunabileceğimiz sağlık hizmetlerine sahibiz.” dedi.

Bakan Kacır, hem bulaşıcı hastalıkların hem de kalp-damar hastalıkları, diyabet gibi kronik hastalıkların ön plana çıktığına dikkat çekerek, dijital sağlık uygulamalarının bu kronik hastalıkların önlenmesinde hayati rol oynadığına dikkat çekerek, şöyle devam etti:

“Sağlıkta dijital dönüşüm, hastaların sağlık sistemine getirdiği maliyetleri aktif olarak ölçüp yönetmemize olanak sağladığı gibi vatandaşlara kaliteli sağlık hizmeti sunma fırsatı da sunuyor. Bu dönüşümün yarattığı ekonomik potansiyel, şüphesiz yeni teknolojilerin ortaya çıkmasına yol açacaktır. Sağlık alanındaki teknoloji şirketlerinin ve büyük teknoloji şirketlerinin bu alana odaklanması gerekiyor.” Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanında daha ileri seviyelere ulaşması için gerekli adımları atıyor, bu alanda uluslararası rekabet gücümüzü artırmak için çaba harcıyoruz. 2022 yılında yürürlüğe koyduğumuz Akıllı Yaşam ve Sağlık Ürünleri ve Teknolojileri Yol Haritası ile ülkemizde ilerleme kaydediyor ve dünyadaki mevcut durumu analiz ederek ihtiyaçlarımızı ortaya koyuyoruz.

Ülkemizin sağlık sektöründeki dönüşüme uyumunu kolaylaştırmak amacıyla stratejik hedefler, kritik politikalar ve proje önerileri belirledik. Yol haritasıyla klinik ve bilgi teknolojilerindeki patent sayısını, Ar-Ge harcamalarını, sağlık alanındaki işletme sayısını ve kalitesini artırmayı hedefliyoruz. “Kritik ve stratejik alanlarda tespit ettiğimiz ilaç, tıbbi cihaz ve sağlık bilgi teknolojilerinde yerlileşme çalışmalarımızı hızlandırdık.”

Kacır, yalnızca 2023 yılında sağlık alanında 315 yatırıma teşvik belgesi vererek 55 milyar liranın üzerinde yatırımı harekete geçirdiklerini ve yaklaşık 9 bin nitelikli istihdamın önünü açtıklarını belirtti. Katma değerli üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak amacıyla hayata geçirilen Teknoloji Odaklı Sanayi Girişimi Programı kapsamında biyobenzer ilaçlar kanser ve kanseri önleme programlarında kullanılacak. Otoimmün ilaçlardan ortopedik cihazlar ve protezlere, yenilikçi jenerik ilaçlara kadar toplam büyüklüğü 22 milyar lirayı aşan 56 yatırım projesine destek verdiklerini anlattı.

Yatırımcıların uzun vadeli yatırım kredilerine uygun koşullarla erişimini kolaylaştıracak, Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünü artıracak ve ülke ekonomisinin yükselişine destek sağlayacak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi programı kapsamında katma değerli üretim kabiliyetlerini güçlendirdiklerini belirten Kacır şunları söyledi:

“Bugüne kadar sağlık alanında 11 büyük ölçekli yatırım projesi için başvuru aldık. Sağlıkta güçlü bir üretim altyapısı için Ar-Ge ve inovasyon yeteneklerimiz vazgeçilmezdir. Sektörde faaliyet gösteren lider firmalarımız bünyesinde 68 Ar-Ge ve inovasyon yeteneğimiz bulunmaktadır. başta ilaç, tıbbi cihaz ve medikal olmak üzere sağlık alanında GE merkezde 2 bine yakın araştırma projesi yürütüyoruz. Bugüne kadar 2 binin üzerinde teknoloji girişiminin sağlık teknolojileri alanında 15 binden fazla projesine destek verdik. TÜBİTAK destek programlarımızda Ar-Ge ve inovasyon başlıkları altında sağlık bölümünde birçok alanda çalışmalara öncelik veriyoruz. Burs ve destek “Programlarımız kapsamında 9 binin üzerinde projeye ve 15’in üzerinde projeye destek verdik. Son 22 yılda sağlık alanında bin bilim insanı ve araştırmacıya toplam 40 milyar lira bağış yapıldı.”

“Bilim adamlarımızın önünü açmaya devam edeceğiz”

Kacır, Türkiye’nin sağlık sektöründe bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin sadece dünyayla sınırlı olmadığına dikkat çekerek, geçen hafta ilk Türk astronotu Alper Gezeravcı’nın bilim misyonu kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderildiğini hatırlattı. .

Uzayda yapılan deneylerle mikro yerçekimi ortamının sunduğu eşsiz koşulları değerlendirerek tıp ve mühendislik alanında çığır açıcı araştırmalar yaptıklarını vurgulayan Kacır, mikroalglerin oksijen üretim ve karbondioksit yakalama yeteneklerini analiz ederek, incelediklerini söyledi. gelecekte dünya dışındaki yaşam alanlarının ve yaşam fırsatlarının güçlendirilmesi sistemlerinde kullanılma potansiyelleri, kanser ve kronik hastalıklarda bağışıklık sistemini baskılayan hücrelerin uzaydaki davranışlarını inceleyerek yeni tedavilerin kapısını araladıklarını anlattı. sistemler.

Bakan Kacır, tüm bu program ve projelerle amaçlarının ülkenin sağlık alanındaki potansiyelini daha ileri seviyelere taşımak olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin ilk uzay bilimi görevini sadece yapılan bilimsel deneyler açısından değil, toplumun ilk kez bir bilimsel çalışmayı bu kadar yakından takip etmesi ve benimsemesi açısından da çok değerli gördüğünü belirten Kacır, “İnanıyorum ki, Bu misyonun Türkiye’nin bilim toplumuna dönüşümü olduğunu ifade eden bilim, “Teknoloji ve teknolojiyi Türkiye’nin geleceğinin aydınlatılmasında en değerli unsurlar olarak görmek ve Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunu daha güçlü bir şekilde benimsemek bizim için yeni bir başlangıç, yeni bir kilometre taşı olacaktır. ” söz konusu.

Bilim adamlarının önünü açmaya devam edeceklerini vurgulayan Kacır, “Bazıları bundan hoşlanmayabilir. Hoşnut olmayabilir. Bizi eleştirebilirler. Şimdi uzaya astronot gönderdik. Bize diyorlar ki, ‘ Astronotları gönderdiniz ama gurur duyulacak bir şey yok çünkü roket bizim değil.’ ‘Diğer ülkelerin roketleriyle gönderdiniz.’ Şimdi elbette bu eleştiriyi bir anlamda memnuniyetle karşılayabiliriz. Yani en azından herkesin hayal gücünün önündeki engelleri kaldırdık. Bu çok güzel.” Bu kelimeyi kullandı.

Her alanda doğru stratejik yaklaşımlarla kalkınmayı hedeflediklerini belirten Kacır, Türkiye’nin son 22 yılda roket bilimi alanında çok büyük işler yaptığını belirterek, bu konuda bilgi verdi.

Kacır, dünyada uzay çalışmalarının 1960’lı yıllarda başladığını belirterek, geçmişte dünyada ve ülkede bu alanda yapılan çalışmalara değindi.

Türkiye’nin sahip olduğu altyapı sayesinde dünyanın hiçbir ülkesine gönderip test etmesine gerek kalmadan kendi uydularını geliştirip ürettiğini belirten Kacır, “Artık Türksat 6A bizim ilk milli haberleşme uydumuz olarak geliştirildi. Üretim sürecinin son aşamasındayız ve umarım önümüzdeki birkaç ay içinde 6A’yı uzaya fırlatacağız.” “Göndereceğiz. Türkiye, haberleşme uydusunu kendi imkanlarıyla geliştirip üreten 10 ülkeden biri olacak.” dedi.

Bakan Kacır, Uluslararası Uzay İstasyonu’nun ömrünü dolduracağını ve yenisinin kurulacağını belirterek, Türkiye’nin artık bu sürece dahil olacağını çünkü Türkiye’nin Ar-Ge, inovasyon altyapısı, insan kaynağı ve insan sermayesiyle bu yeteneğe sahip olduğunu vurguladı.

Savunma sanayinde elde edilen başarının bunun kanıtı olduğuna işaret eden Kacır, “İnşallah önümüzdeki dönemde Türkiye’de de savunma sanayine benzer şekilde uzay sanayinde de yeni bir dönemi başlatacağız. İnşallah Türkiye hızla başlayacak. Bu alanda kendi ihtiyacını karşılıyor, bilimsel çalışmaların önünü açıyor ve yıllık 600 milyar dolar gelir elde ediyor.” “Son dönemdeki uzay ekonomisinde güçlü paya sahip ülkelerden biri olacak.” söz konusu.

Kacır, 22 yılda kurdukları güçlü sağlık altyapısının yanı sıra, tüm dünyada örnek gösterilen büyük bir sağlık veri altyapısı da kurduklarını belirterek, “Kişisel verilerin korunmasına yönelik önlemler alırsak ve Bu verileri inovasyon odaklı girişimcilere açın, milyar dolarlık tek boynuzlu atlar, turcornlar ve teknoloji girişimleri ülkemizden çıkacak.” Bugün ektiğimiz projelerle aynı hızla yatırım yapmaya devam edersek, birlikte iş yapma yeteneğimizi geliştirmeye devam edersek, şirketlerimizi daha zor hedeflere itecek kamu politikaları ortaya koyarsak, küresel markaların ve teknoloji girişimlerinin de bu başarıya ulaşacağına inanıyorum. Ülkemizden bir milyar dolardan fazla değer çıkacak. .” değerlendirmesini yaptı.

Bakan Kacır, Togg’a ilişkin teknoloji yol haritası ve yerlileşme yol haritasının bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Togg’da yüzde 51 yerlilik ile yola çıktık. Hedefimiz 2-3 yıl içerisinde bu yerlilik oranını yüzde 68’e çıkarmak. Sadece yerlilik oranı ve bileşenlerdeki yerlilik düzeyi konusunda değil, aynı zamanda yerellik konusunda da her zaman yakın çalışıyoruz. kritik teknolojilerin hangi sırayla hayata geçirileceği. Peki artık Gürcan bizim. Bu toplantıdan sonra Sayın (Karakaş) ile tekrar konuşacağız. Şu anki görüşmemiz şu, buradan bilemiyorum, şunu anlatabilir miyim? ama kendisi ve ekibiyle Togg’un otonom araç teknolojisi geliştirme projesinin tamamlanma tarihi konusunda görüşüyoruz. Yani onların bir planı var. Biz de bunun daha fazlası olduğuna inanıyoruz. “Bunu ilk önce Türkiye’ye getirmeye çalışıyoruz. Elbette ellerinden geleni yapıyorlar ama bizim görevimiz bu özel branşı bu konuda hem yönlendirmek, hem teşvik etmek, hem de desteklemek.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu